İklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir dönüm noktasına işaret eden Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29), Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başladı. 11-22 Kasım 2024 tarihleri arasında sürecek olan bu zirve, dünya genelindeki hükümetler, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası temsilcileri ve iklim aktivistlerini bir araya getiriyor. Her yıl düzenlenen bu konferans, ülkelerin küresel ısınma ile mücadele için ortak bir yol haritası oluşturmasına olanak sağlıyor.
Küresel Hedefler İçin Kritik Adımlar
Görüşmelerin odağında, gelişmekte olan ülkelerdeki iklim krizinden kaynaklanan zararların telafisine yönelik kurulması planlanan Kayıp ve Hasar Fonu yer alıyor. Bu fon, özellikle küçük ada devletleri ve daha az gelişmiş ülkeler için kritik bir öneme sahip. Bu ülkeler, iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasız ve bu fon, onlara sadece yardım sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda bu etkilerle başa çıkabilme kapasitesini arttırmayı hedefliyor. Ayrıca, fosil yakıtların kullanımının kısıtlanması ve yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması konusunda ülkeler arası bir mutabakat sağlanması bekleniyor. ABD ve Çin’in işbirliğiyle düzenlenen metan azaltımı zirvesi ise, COP29’da dikkat çeken bir diğer önemli gelişme. Bu zirve, metan gazının azaltılmasına yönelik küresel bir çaba olarak oldukça önemli bir yere sahip. Ancak, bazı ülkeler zirvenin yeterli olup olmayacağı konusunda eleştirilerde bulunuyor. AB yetkilileri de, bu zirvede fosil yakıtların daha somut şekilde ele alınmasını bekliyor.
Dijitalleşme ve Yeşil Yatırımlar
Zirveye paralel olarak, 16 Kasım’da Dijitalleşme Günü düzenlenecek ve dijital teknolojilerin iklim çözümlemelerinde nasıl devreye girebileceği tartışılacak. Sürdürülebilir tarım, su yönetimi ve yeşil şehircilik gibi konular, bu özel günün önemli başlıklarını oluşturuyor. Bakü İklim Finansmanı İnisiyatifi ise yeşil yatırımlara fon sağlamayı amaçlıyor.
Türkiye için ise COP29, yeni fırsatlar ve zorluklarla birlikte geliyor. Ülke, yenilenebilir enerjiye olan yatırımlarını artırmak adına önemli bir fırsat yakalayabilir. Ancak, fosil yakıtların aşamalı olarak kesilmesi gerektiği ve karbon salınımının azaltılması gibi uluslararası talepler, Türkiye’nin mevcut enerji politikalarını gözden geçirmesini zorunlu kılabilir. Bu dönüşüm, ülkenin sanayi ve enerji sektörlerinde köklü değişiklikleri beraberinde getirebilir.
Eleştiriler ve Küresel Baskılar
COP29’un ev sahibi Azerbaycan, zirve öncesinde fosil yakıtlar konusundaki adımlarının yetersizliği nedeniyle eleştirilerle karşılaştı. Avrupa Birliği yetkilileri, zirveye hazırlık sürecindeki fosil yakıtlardan çıkış stratejilerinin daha net ve kapsamlı olması gerektiğini belirtti. Bu eleştiriler, zirvenin sonuçlarını etkileyebilecek küresel baskıları arttırmış durumda.
Zirve sonunda alınacak kararların, küresel iklim politikaları için belirleyici olacağı aşikâr. Bakü’deki COP29, sadece hükümetlerin değil, tüm küresel aktörlerin sorumluluk alarak iklim krizine karşı birleşmesi gereken bir anı işaret ediyor. Dünya, bu zirvenin ardından daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım atılmasını umut ediyor.