‘Dünya Gıda Günü’ her yıl 16 Ekim’de, dünya genelinde milyonlarca insanın gıdaya erişim hakkını savunmak ve küresel açlık sorununa dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu yılın teması, "Daha İyi Bir Yaşam ve Daha İyi Bir Gelecek İçin Gıdaya Erişim Hakkı" olarak belirlendi. Yiyecekler, çeşitlilik, beslenme, uygun fiyat ve güvenlik anlamına gelir. Bu temel ihtiyaç, sadece bireyler için değil, tüm toplumlar için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır.
Küresel Gıda Krizi: Korkutan İstatistikler
2023 yılı itibarıyla dünya nüfusunun yaklaşık 733 milyon insanı açlıkla mücadele ediyor. Bu rakam, son yıllarda artan çatışmalar, ekonomik gerilemeler ve iklim değişikliği gibi faktörler nedeniyle hızla yükseldi. Ayrıca, dünyada 2,8 milyardan fazla insan sağlıklı bir beslenmeyi karşılayamıyor. Sağlıklı beslenme; çeşitliliğin, enerji dengesinin ve yeterli besin öğelerinin yer aldığı, bireylerin yaşam kalitesini artıran bir zorunluluk olarak kabul ediliyor. Ancak, bu beslenmeye erişim çoğu insan için hala mümkün değil.
Beş yaş altı çocuklar arasında yaklaşık %22,3'ü bodur, %6,8'i ise boyuna göre çok zayıf durumda. Bu çocukların ileriki yaşamlarında kalıcı sağlık sorunlarıyla karşılaşma riski, besin yetersizliği nedeniyle katlanarak artıyor. İklim değişikliğinin ve çatışmaların neden olduğu bu krizler, özellikle kırsal kesimdeki yoksul nüfusu sert bir şekilde etkiliyor.
Bu küresel tablo, gıda üretimi ve dağıtımı üzerinde büyük baskılar yaratırken, özellikle çiftçiler ve tarımsal faaliyetlerle geçinen topluluklar ciddi risklerle karşı karşıya kalıyor. İklim değişikliği, bu sürecin en büyük itici güçlerinden biri olarak ön plana çıkıyor.
İklim Değişikliği ve Gıda Güvencesi: Çiftçiler ve Kadınlar Daha Savunmasız
İklim değişikliğinin tarım üzerindeki olumsuz etkileri, özellikle küçük çiftçiler ve kadınlar gibi kırılgan grupları zor durumda bırakıyor. Küçük çiftçiler, küresel gıda üretiminin üçte birini sağlamalarına rağmen, iklim olaylarının artmasıyla mahsul kayıpları ve gelir azalması riskiyle karşı karşıya. Özellikle kadın çiftçiler, kaynaklara erişim ve destek mekanizmalarından yeterince faydalanamıyor, bu da savunmasızlıklarını daha da artırıyor. Aynı zamanda, küresel çapta 600 milyon insan, sucul gıda sistemlerine bağımlı bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Ancak, bu sistemler de iklim değişikliğiyle birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Bu durum, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği çözümlerinin aciliyetini ortaya koyarken, aynı zamanda küresel iş birliği ve politikaları daha önemli hale getiriyor. Sürdürülebilirlik, sadece çevresel faktörleri değil, ekonomik ve toplumsal dinamikleri de içeren çok yönlü bir yaklaşımı gerektiriyor.
Küresel İş Birliği ve Sürdürülebilir Tarım: Çözümler Neler?
İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri karşısında, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve küresel iş birliği, gıda güvenliğini sağlamak için en önemli stratejilerden biri haline geliyor. Toprak sağlığını koruyan, su kaynaklarını verimli kullanan ve biyolojik çeşitliliği artıran tarımsal yöntemler, iklim değişikliğine uyum sağlamada kritik bir rol oynuyor. Ancak bu stratejiler, yalnızca çiftçiler ve yerel toplulukların çabalarıyla sınırlı kalmayıp; hükümetler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşların ortak bir yaklaşımla hareket etmesi gerekiyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) tahminlerine göre, dünya nüfusu 2050 yılına kadar 9,8 milyara ulaşacak. Bu, küresel gıda üretiminde %60 oranında bir artış gerektirecek. Mevcut tarım sistemleri bu ihtiyacı karşılayamayacak durumda olduğundan, yeni tarımsal teknolojiler ve sürdürülebilir üretim yöntemleri kaçınılmaz bir zorunluluk haline geliyor. Bununla birlikte, gelişmiş ülkeler ve uluslararası kuruluşların, gelişmekte olan ülkelere teknoloji transferi ve finansman desteği sağlaması, küresel gıda güvenliğini koruma çabalarının kritik bir parçası olarak öne çıkıyor.
Yaratıcılık ve Farkındalık: Dünya Gıda Günü’ne Katılın
Küresel iş birliği çağrısının bir parçası olarak, bireylerin de gıda güvenliği ve sürdürülebilirliğe katkı sağlaması mümkün. Bu noktada, Dünya Gıda Günü herkes için farkındalık yaratmanın önemli bir fırsatı haline geliyor. Dünya Gıda Günü’nün bir parçası olmak isteyenler, #DünyaGıdaGünü ve #FoodHeroes etiketleriyle sosyal medya üzerinden farkındalık kampanyalarına katılabilir. Ünlü şefler de, çevre savunucuları ve etkili kişiler de bu farkındalık kampanyalarına katılarak daha iyi bir gelecek için seslerini yükseltiyorlar.
Etkinliklerin bir diğer ilgi çekici parçası ise Dünya Gıda Günü Poster Yarışması. 5-19 yaş arası çocuklar ve gençler, 8 Kasım 2024 tarihine kadar katılabilecekleri bu yarışmada, sağlıklı ve çeşitli gıdaların önemini sanat yoluyla ifade edebilirler.
Harekete Geçin: Gıdanın Geleceği İçin Hep Birlikte
Daha iyi bir yaşam ve gelecek için gıdaya erişim hakkı, sadece hükümetlerin değil, toplumun her kesiminin sorumluluğu altında. Hükümetler, özel sektör, çiftçiler, akademi, sivil toplum kuruluşları ve bireyler hep birlikte çalışarak herkesin yeterli, besleyici ve güvenli gıdaya erişimini sağlamak zorundadır. Gıda israfını azaltmak, sağlıklı gıda seçimleri yapmak ve çevreyi korumak hepimizin ortak hedefi olmalıdır.
Dünya Gıda Günü, bu küresel sorumluluğu hatırlatmak ve harekete geçmek için mükemmel bir fırsat. Siz de bu büyük harekete katılarak, daha sürdürülebilir bir gelecek için adım atabilirsiniz.