Bir plastik bardağın ömrü ne kadar sürer? Ortalama 15 dakika. Peki doğada çözünmesi ne kadar zaman alır? 450 yıl.
Her gün milyonlarca insanın elinden geçen, sonra bir daha asla düşünmediği bu "küçük alışkanlık", aslında devasa bir krizi besliyor.
Dünyanın dört bir yanında şehirler, marketler, sokaklar görünmez bir çöp ağına dönüşüyor. Su şişeleri, kahve kapları, paketli ürün ambalajları, yemek kapları… Kullanılıyor, atılıyor, unutuluyor. Ama doğa unutmuyor.
Kullan-At Değil, Tüket-At dönemi!
Bugün plastik üretiminin yüzde 40’ı tek kullanımlık ürünlerden oluşuyor. Bu ürünlerin yalnızca %9’u geri dönüştürülüyor. Gerisi ya yakılıyor ya da doğaya terk ediliyor. Ama işin en çarpıcı kısmı şu: Bunların çoğu aslında hiç üretilmeseydi hiçbir eksiklik hissedilmezdi.
Uzmanlar bu düzeni “kullan-at kültürü” olarak adlandırıyor. Ama artık bu kavramın da ötesine geçtik. Geldiğimiz noktada, "tüket-at toplumu" içindeyiz. Sadece eşyaları değil, kaynakları, enerjiyi, hatta zamanımızı bile israf ediyoruz. Tek seferlik alışkanlıklar, çok büyük kayıplara dönüşüyor.
Ancak tablo bu kadar karanlık olmak zorunda değil. Çünkü bu çarkı tersine çevirmek mümkün. Avrupa’nın birçok ülkesinde son yıllarda “yeniden kullanım” sistemleri hızla yayılıyor. Almanya'da kahve zincirleri, tek kullanımlık bardaklar yerine tekrar kullanılabilir bardak sistemine geçti. Hollanda’da bazı süpermarket zincirleri, müşterilere ambalaj getirme zorunluluğu olmadan tekrar dolum imkânı sunuyor.
Fransa’da ise 2025 yılı itibariyle tüm zincir restoranlara, tek kullanımlık ambalajları tamamen kaldırma zorunluluğu getirildi. Bu, sadece çevresel değil ekonomik açıdan da önemli. Uzmanlara göre yeniden kullanım sistemleri uzun vadede hem atık maliyetlerini azaltıyor hem de üretim döngüsünü yavaşlatıyor.
Türkiye’de de bazı yenilikçi adımlar dikkat çekiyor. Özellikle büyük şehirlerde, kendi termosuyla gelen müşterilere indirim sunan kahve zincirleri yaygınlaşıyor. Bazı marketlerde kumaş çanta ve bez ambalajlar tekrar gündeme geliyor. Ancak hâlâ bu konuda güçlü bir yasal altyapıya ve şehir ölçeğinde organizasyona ihtiyaç var.
Sürdürülebilirlik uzmanı Dr. Elif K. şöyle diyor: “Yeniden kullanım, sadece çevresel bir refleks değil, aynı zamanda yeni bir ekonomi modelidir. Bu sistem; üreticiyi, tüketiciyi ve belediyeleri birlikte dönüştürür.”
Tüketim Değil, Döngü Çağı
Yeniden kullanım modelleri, aslında bize çok eski bir alışkanlığı hatırlatıyor: Eşyaların ömrü vardı. Onlara değer verilirdi. Şimdi bu değer yeniden tanımlanıyor. Çünkü gezegen, sonsuz kaynaklara sahip değil. Çünkü bazı şeyler sadece bir kez değil, tekrar tekrar kullanılmalı.
Belki de artık sormamız gereken soru şu: Gerçekten ihtiyacımız olan şey yeni ürünler mi, yoksa yeni bir alışkanlık mı?