Türkiye'de öğretmenler, özellikle okullarda eğitimle iç içe bir ortamda tutulurken ne yazık ki giderek artan şiddet olaylarına maruz kalıyor. 2024 yılında yapılan bir araştırma, öğretmenlerin %25'inin en az bir kez mesleklerini icra ederken tehdit veya şiddete maruz kaldığını ortaya çıkarıyor. Bu oran, son yıllarda giderek yükseliyor. Ancak bu sadece bir istatistik değil, aynı zamanda yaşanan gerçek bir sorun. Saldırılar, hakaretler, psikolojik baskılar ve hatta yetkililerden gelen tehditler, potansiyel tehlikeleri ciddi şekilde arttırıyor.
Karşılaşılan zorluklar sadece fiziksel saldırılarla sınırlı değil. Okullardaki bu olumsuz hava, öğretmenlerin öğrencilerle ve velilerle olan iletişimindeki zorluklar, artan iş yükü ve ailelerin yüksek beklentileri gibi faktörler, öğretmenlerin psikolojik süreçlerini olumsuz etkiliyor. Okullarda artan şiddet olayları, toplumdaki şiddet eğilimini arttırmakta, eğitim alanındaki verimliliği ve kaliteyi de düşürmektedir. Bu durum, eğitimdeki sürdürülebilirliği tehdit eden önemli bir faktör haline geldi. Hem fiziksel hem de psikolojik açıdan tehdit altında olan öğretmenlerimizin, mesleklerini güvenli bir şekilde icra edebilmesi için ciddi önlemler alınması gerekiyor. Eğitimin geleceği, öğretmenlerin güvenliği ve psikolojik sağlığına bağlıdır.
Peki, bu konuda ne gibi adımlar atılabilir?
Öncelikle, okullarda şiddet olaylarının önlenmesi için güvenlik önlemleri güçlendirilmelidir. Okullarda güvenlik kameraları, alarm sistemleri gibi teknolojik altyapıların güçlendirilmesi, görevli güvenlik personelinin sayısının arttırılması ve şiddet olaylarına karşı eğitim verilmesi gibi önlemler alınmalıdır. Ayrıca, öğretmenlere yönelik psikolojik destek hizmetleri sunulmalı ve stres yönetimi eğitimleri verilmelidir.
Bir başka önemli adım ise, eğitim sisteminin tüm paydaşlarının bu konuya duyarlı hale getirilmesidir. Veliler, öğrenciler, öğretmenler ve okul yöneticileri arasında işbirliği ve iletişimin güçlendirilmesi, şiddet olaylarının önlenmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
Öğretmenlerin güvenliği, sadece onlar için değil, aynı zamanda tüm eğitim sisteminin sürdürülebilirliği için büyük bir önem taşıyor. Bir öğretmenin güvenli bir şekilde çalışabilmesi, eğitimdeki kalitenin sürekliliğini sağlamak için kritik bir faktördür. Okul ortamlarının güvenli olması, öğretmenlerin faaliyetlerine daha etkili bir şekilde odaklanabilmelerine imkan tanırken, aynı zamanda eğitim sürecinin verimli işlenmesini de sağlar.
Sürdürülebilir bir eğitim sistemi oluşturulabilmek için, öğretmenlerin hem fiziksel hem de psikolojik olarak güvende hissetmeleri sağlanmalıdır. Bu sayede, öğretmenler daha verimli çalışacak ve öğrencilerin daha iyi bir eğitim almaları mümkün olacaktır.
Eğitimde şiddetin önlenmesi, tüm toplumun sorumluluğudur. Öğretmenlerin güvenliği ve psikolojik sağlığına yatırım yapmak, geleceğimiz olan çocuklarımızın daha iyi bir eğitim almasını sağlayacaktır.